<$BlogIte 
Her sene evimizin karşısındaki binanın bacasına bir çift leylek gelip yuva yapar.
Nedendir bilmem her yıl geldiklerini görünce çok mutlu oluyorum.O kadar güzeller ve farklılar ki 
Annem bana leylek gördüğünde dilek dile,dileğin gerçekleşir demişti ben de küçüklüğümden beri her leylek gördüğümde dilek dilerim,tabi dileklerim gerçekleşti mi bilmiyorum,çünkü ne dilediğimi hatırlamıyorum.
Bazen eşimle akşam üstü balkonda otururken evin yakınından geçiyorlar.İnanılmaz bir görüntü oluyor,kocaman bir kuş,dinazor çağından kalma gibi,o anda kocaman bir gölge geçiyor.
Her sene üç yavru yapıyorlar,yavrular 2-3 ayda ergin boya ulaşıyor ve teker teker uçma dersleri başlıyor.Acemi bir yavru leyleğin nasıl iniş yaptığını görmeniz gerek,çok komik ve tatlı oluyorlar.
Yavrular büyüğünce doğal olarak yuvaya sığmıyorlar bu yüzden anne ve baba yan binanın bacasında bütün gece ayakta dikiliyorlar.Gagalarını taklatmaları da çok hoş,ne demişler leyleğin ömrü iki laklak
Kuş gribi derken başta tavuklar olmak üzere birçok doğal kuşu da katlettik ve her yıl göçettikleri konakladıkları yerlerinden ettik,korkum şudur ki ilerleyen yıllarda bu kuşları çok az görebiliriz...
Bilmiyorum nerde doğru nerde yanlış yapıyoruz ama tepkimiz acaba çok mu aşırı oldu,kuş gribinden kurtulalım derken kenelerin çoğalmasını,yeni yeni ortaya çıkan zıplayan etçil örümceklerin yayılmasını mı sağladık?Bu dünya ekolojik bir denge üzerine kurulu değil mi?Peki bizim bu dengeyi bozmaktaki hızımız sizce de artmadı mı? Etiketler: Gunluk |